Yaprakların Sutrası – Bakseesh The Madman

Böyle işittim ben. Rajgir yakınlarında bir yerde bir yaz ikindisi, günün sıcağı yakıp kavururken, tozlu kumullarda Ananda’yla yürümekte olan Âlemin Yüz Akı şöyle dedi: “Ananda, bu bulunduğumuz yer pek sıcak.”
“Evet, Âlemin Yüz Akı, gerçekten de pek sıcak,” diye cevap verdi Ananda.
Âlemin Yüz Akı, yanında yürüyen Ananda’ya dönüp zarif bir hareketle kolunu, ağaçların yapraklarını söküp sepetlerle taşıyan eli bıçaklı işçilerin saldırısına uğramış bir palmiye korusuna uzattı.
“Ananda,” dedi Âlemin Yüz Akı, “neden bu işçiler palmiyelerin yapraklarını topluyor?”
“Onları hasat ediyorlar,” diye cevapladı Ananda “yazılan kitaplara yazı kâğıdı yapmak için.”
“Yani bu yüzden mi Ananda,” diye sordu Âlemin Yüz Akı, “burada altında oturacak bir gölgelik bulmak bu denli güç?”
“İnanıyorum ki Âlemin Yüz Akı, burada altında oturacak bir gölgelik bulmanın bu kadar güç olma nedenlerinden birini bu saymakta yerden göğe kadar haklı.”
Sonra Âlemin Yüz Akı, adamların ağaçları kesip kapkara bulutların yükseldiği çukurlarda gövdelerini yaktıkları bir yeri zarifçe işaret etti. “Ananda,” dedi Âlemin Yüz Akı, “neden bu adamlar ağaçları o çukurlarda yakıyor?”
“Kömür yapmak için, Âlemin Yüz Akı, bununla da palmiye yapraklarına yazmaya yarayan mürekkep yapılıyor.”
“Yani ağaçlara,” dedi Âlemin Yüz Akı, “kitap yapmak için kıyılıyor öyle mi Ananda?
“Evet, Âlemin Yüz Akı, son derece mühim kitaplar,” diye cevap verdi Ananda ciddiyetle.
“Neymiş bu kitaplar?” diye sordu Âlemin Yüz Akı.
“Bu kitaplar, Âlemin Yüz Akı,” diye cevap verdi Ananda “Sangha’nın keşişleri tarafından yazılan, senin asil aklının cömertliğiyle tüm insanlığa sunulan Âlemin Yüz Akı’nın kutsal Dharma’sının kayıtlarıdır.”
Âlemin Yüz Akı sormaya devam etti, “Yani Ananda sen benim sözlerimin yapraklara yazılmasını ayarlayıp, bu yaprakları kitaplar haline getirdin de bu kitapların müminlere dağıtılmasını sağlayarak tüm bu erdemin kazancını da Sangha hazinesine mi aktardın?”
Ananda gözleri memnuniyetle ışıldarken şöyle dedi, “Âlemin Yüz Akı, gerçekten de bunları yaptım. Âlemin Yüz Akı tarafından aktarılan öğretinin her bir kelimesinin sadık bir biçimde kaydedilmesini sağladım ve müminler öğretilerin için öyle bir yaygara kopardı ki bu muazzam iş için çok sayıda ağaca kıymak gerekti.”
Sonra Âlemin Yüz Akı sordu, “Benim sözlerim, Ananda, ağaçlardan daha mı önemli?”
“Tabi, Âlemin Yüz Akı, çok daha önemli,” diye cevap verdi Ananda, “senin sözlerin tanrılar ve insanlar katında bilinen en yüce Dharma, bir ağacın verdiği hindistancevizleri, hurmalar, mangolar, demirhindiler çok lezzetli olsalar da gene de Dharma’nın kıymeti yanında bu hiç kalır.”
“Ananda,” dedi Âlemin Yüz Akı, “bunca çok sayıda kitaba kaydedilen sözler senin sözlerin mi?”
“Hayır, Âlemin Yüz Akı, senin sözlerin, Dharma’nın sözleri,” diye cevap verdi Ananda.
“Peki Ananda,” diye sordu Âlemin Yüz Akı, “dünyada ağaç kalmasa ve herkes Dharma’dan haberdar olsa, benim Dharma’m Samsara dünyası üzerinde zafer kazanmış olur mu?
“Bilmiyorum, Âlemin Yüz Akı,” diye cevapladı Ananda, “Sorunuzun cevabını bilmiyorum.”
“Öyleyse sorumun cevabını ben vereyim, Ananda,” diye cevapladı onu Âlemin Yüz Akı. “Bunu yapmanın karşılığında ağaçlar kaybedilecekse benim Dharma’m, Samsara dünyası üzerinde zafer kazanmış sayılmaz çünkü benim Dharma’m tüm canlıların hayrına bir Dharma’dır ve canlıların öldürülmesi onların hayrına olamaz ve bir kez ağaçları kaybedersek tüm diğer canlılar da ölümün yolunda onları izleyecektir. O halde ağaçların ve tüm canlıların yıkımına yol açan bir Dharma, Âlemin Yüz Akı’nın Dhrama’sı olamaz.”
“Âlemin Yüz Akı,” diye cevapladı Ananda, “ben sadece öğretiyi daha geniş çapta dağıtarak Dharma’yı yaymaya çalışıyordum,
“Ananda,” dedi Âlemin Yüz Akı, “Bikkhu Ananda olmadan önce senin hiç kitabın yok muydu?”
“Yo, Âlemin Yüz Akı,” diye cevapladı Ananda, “tıpkı senin gibi, benim de evimde önemli kitaplarla dolu bir kütüphanem vardı.”
“Ananda,” diye devam etti Âlemin Yüz Akı, “Tekrar bir kütüphanen olsun ister misin?”
“Hayır,” diye cevap verdi Ananda, “ben bir Bikkhu olup bizzat Âlemin Yüz Akı olan seni izlemek isterim.”
“O halde,” dedi Âlemin Yüz Akı, “şu Dharma’nın kitaplarda yazılı olduğu fikrinden kurtulmalısın. Dharma anlayış kazanmaktır, bilgi değil. Anlıyor musun, Ananda?”
“Evet, Âlemin Yüz Akı, anlıyorum,” diye cevapladı Ananda.
“Madem ki anlıyorsun, Ananda,” dedi Âlemin Yüz Akı, “sen ve tüm diğer bikkhular henüz manasını kavramamış olduğunuz sözlerimi kaydetmeye bir son verip yaptığınız kitapları yok edecek ve kendinizi benim manamı kavramaya adayacaksınız.”
“Aynen öyle yapılacak, Âlemin Yüz Akı,” diye cevap verdi Ananda ve Âlemin Yüz Akı’nın huzurundan saygıyla ayrılarak kitapların imha edilmesi işini ayarladı ve işçilere de kütüphane projesinden vazgeçildiğini haber verdi.
Böyle işittim ben.

Baksheesh the Madman
Çeviren: İnan Mayıs Aru

Patreon ile ABONE olarak bağımsız yayıncılığı destekleyin!
Become a patron at Patreon!