Tolkien ve Altmışlarda Radikal Ekoloji – Walt Sheasby
Diggerlar’ın Yeraltında bir Hobbit yaşardı.
“1966 yılında Haight, ülkenin her yanından serbestlik ya da kişisel yetkenin hüküm sürdüğü bir hayat umudu aramak üzere gelen genç insanlarla dolup taşıyordu,” diye anımsıyor o sıralar Digger Peter Cohon olarak bilinen aktör Peter Coyote.1 Daha 1967’nin Aşk Yazı’na 75.000 kişi akın etmemişken bile, 1966 Ocak ayında San Fransisco’da Golden Gate Parkı’nın dışa doğru uzanan kısmında Gandalf adında sakallı bir adama rastlayabilirdiniz. Bu çayırlık minik vilayet yeni Hobbit yurduydu ve Gandalf sizi oralarda hızla bir efsane haline gelen bir gençle tanıştırabilirdi; Frodo Baggins.2
Yüzüklerin Efendisi (1954-55) anti-komünizmin altın çağında basılmıştı ve Tolkien Orklar’ın komünistler olup olmadığı sorusunu yanıtlamak zorunda kalabileceğini bile sezmişti.3 Ancak daha ziyade iyi ve kötü arasında bir savaş olarak görülen Yüzük’ün anıtsal destanı, Vietnam Savaşı döneminin radikalleşmiş alt-kültürü içerisinde temelde Doğa ve Kapital arasında bir savaş olarak yorumlanmıştı. Bizzat her tarafta boy gösteren şu slogan bile tehlike altında olan hayatın savunusundan başka bir şey değildi: Frodo Yaşıyor! Hristiyan dergisi Second Spring’te de yazıldığı gibi: “Kitap, Hippie hareketi ve Yeşiller için bir İncil haline geldi.”4
A.B.D.’de Houghton-Mifflin tarafından İngiltere’deki Unwin kopyasından ciltli kapağa basılan Yüzüklerin Efendisi’nin satışları on yıl boyunca mütevazı boyutlardaydı. Ancak 1965’te üç kitap Ace Yayınları tarafından izinsiz olarak karton kapağa basıldı ve tanesi 75 sentten satılmaya başlandı ve aşırı öfkelenen Tolkien bir tüketici boykotu önerdi. Ace’le telif hakları sonuca bağlanarak bir kaç ay içerisinde Ballantine Yayınları tarafından izinli bir karton kapak baskı yapıldı. Yüzüklerin Efendisi iki kez en iyi satan oldu: ihtilaflı korsan baskıyla ve hemen bir kaç ay sonrasında da yasal baskısıyla. Aynı yıl Ballantine, Hobbit’i de ilk kez karton kapakla bastı ve Hobbit tüm zamanların en iyi satan karton kapaklı kitapları arasına girdi. İngiltere’de ise üçleme 1968 yılına dek karton kapakla basılmadı. Baskısıysa beklenmedik bir sansasyon oldu ve Beatles maceraperest hobbitleri Muhteşem Dörtlü’nün oynayacağı bir Hobbit filmi çekmek için Tolkien’i ikna etmeye yönelik başarısız bir girişimde bile bulundu.
İspanya’daki Granada Üniversitesi’nde bir Tolkien uzmanı olan Margarita Carretero-Gonzalez, “Televizyonda Irak savaşına karşı New York’ta yapılan bir gösteride ‘Frodo Başaramadı’ pankartını görünce Tolkien’in karakterlerinin Vietnam savaşına karşı düzenlenen gösterilerde defalarca ortaya çıktığını okuduğumu anımsadım,” diyor. Başkanlık seçimleri için aday gösterilen bir Gandalf bile vardı.5 1962’de Ramparts dergisini çıkaran radikal Katolik Warren Hinckle, 1967’de Tolkien’in klasik Yüzüklerin Efendisi üçlemesinin “kesinlikle her hippie’nin favori kitabı” olduğunu yazmıştı.6
Altmışların Açlığı
Peter Coyote, “Haight’taki enerjisinin hatırı sayılır bir kısmı bu gerçek deneyime duyulan açlıktı,” demişti.7 Tolkien’in yanı sıra, Haight’e gelenleri etkileyen başka yazarlar da vardı. 1951’de basılmış olsa da, J. D. Salinger’in yazdığı Çavdar Tarlası’nda Çocuklar’ın altmışlarda reşit olanlara hâlâ söyleyecek çok şeyi vardı. Holden Caulfield’in gündüz düşü kaosa bir anlam katıyordu:
“Her neyse, hep, büyük bir çavdar tarlasında oyun oynayan çocuklar getiriyorum gözümün önüne. Binlerce çocuk, başka kimse yok ortalıkta –yetişkin hiç kimse, yani- benden başka. Ve çılgın bir uçurumun kenarında durmuşum. Ne yapıyorum, uçuruma yaklaşan herkesi yakalıyorum; nereye gittiklerine hiç bakmadan koşarlarken, ben bir yerlerden çıkıyor, onları yakalıyorum. Bütün gün yalnızca bu işi yapıyorum. Ben, çavdar tarlasında çocukları yakalayan biri olmak isterdim. Çılgın bir şey bu, biliyorum, ama ben yalnızca böyle biri olmak isterdim.”8
Jack Kerouac’ın 1957 tarihli lirik romanı Yolda, Dean Moriarty’nin (Neal Cassady) macerasını karşı-kültür için bir yol haritası haline getiriyordu.
“Ya, işte böyle, Amerika’da günbatımı olunca bazen nehrin kenarındaki yıkık iskeleye oturur, New Jersey’nin üstünde göz alabildiğine uzanan gökyüzünü seyreder, inanılmayacak büyük tek bir tümsek halinde Batı Kıyısına doğru yuvarlanan o toy toprakların, başını alıp giden yolların ve sonsuzlukta oturup hayal kuran insanların varlığını hissederim, derim ki Iowa’da çocuklar ağlıyor şimdi, ağlamalarına izin verilen yerde, o gece gökte yıldız olmayacaktır, Tanrı bir Paf Puf Ayı’dır orada, bilmez misiniz, akşam yıldızı çayırın üstüne ölgün ışıklarını dökmektedir, az sonra esaslı bir gece sökecektir, dünyayı kutsayan, bütün nehirleri karartan, tepeleri sarıp sarmalayan, son kıyıyı da kapayan gece, ve kimse ne olacağını bilmeyecektir, yaşlanmanın çaresiz sefaletinden başka, işte o zaman Dean Moriarty gelir aklıma, ardından ihtiyar Dean Moriarty, bulamadığımız baba, ve gene Dean Moriarty.”9
Bu mitik arayış kimilerini korkuturken kimilerine de ilham verdi. Beat Rönesansı’nın önde gelen figürlerinden biri olan Gary Snyder’ın söylediği gibi “Hoşnut olanların çoğu San Francisco’yu mesken tuttu (Kerouac’ın bir sonraki romanı The Subterraneans’ın geçtiği yer)…”10 Snyder ve Allen’la olan ilişkileri ise Kerouac’a Zen Kaçıkları (1958) için ilham verdi.
Soyut bir ulusçuluktan ziyade jeolojik manada vatan sevgisi, gençlerin toplumsal bilincinin esaslı bir parçası haline gelmişti. Doğa ve zeki canlılar arasındaki etkileşime dair farkındalığı vurgulayan Yüzüklerin Efendisi’nin dışında başka hayalgücü şaheserleri de vardı; örneğin Robert A. Heinlein’ın kült klasiği Yaban Diyarlardaki Yabancı (1961) ve Frank Herbert’in Dune’u (1965).
Bu dönemde Rachel Carson’un yazdığı Sessiz Bahar (1962) pek çok kişiye en azından ekolojinin çeşitli dallarını tanıtmış oldu. Ancak SF Diggers hareketinin kurucularından bir kısmı için çok daha etkili olan bir kitap da Doğal Kaynakları Koruma Vakfı’ndan Raymond Dasmann’ın yazdığı The Destruction of California’ydı . Kitabın arka kapağında “Yalın bir anlatımla söylenen şey, burada, bu eyalette intihara teşebbüs ettiğimiz gerçeğidir,” deniyor ve Dasmann zoolog, biyolog ve ormancılık saha yönetimi ve bitki ekolojisi uzmanı olarak tanıtılıyordu.11
“Çocukken sahip olduğum evrene adanmışlık duygusunu asla yitirmedim,” diyen Peter Coyote pek çok kişinin derdine tercüman oluyordu. “Temel derdimin her zaman için insanları bu görkemli gezegene uyandırmak olduğunu hissettim, onları buna uyandırmak ve bunun kıymetini bilmek.”12
Büyü Bozan Büyücü
Doğal çevreyle ilgili bu artan duyarlılığa, hepsine hükmedecek bir büyücü dâhil oldu. Rachel Carson’un Sessiz Bahar’ından bir kaç ay önce 1962’de, Murray Bookchin’in yazdığı, çevreye dair marazların kapsamlı bir incelemesi olan Sentetik Çevremiz basıldı. Bookchin, Lewis Herber takma adıyla, o güne dek yazılmış ilk radikal politik ekoloji manifestosunu yayınlamıştı. “Ekoloji ve Devrimci Düşünce yayınlandığında New York’ta hippie hareketi tam da rayına oturmaktaydı,” demişti.13
Manifesto, 1964’te Comment in New York’ta ve New Directions in Libertarian Thoght’ta yayınlandı. 1966’da İngiltere’de Anarchy dergisinde yeniden yayınlandı ve 1971 ve sonraki basımlarında Kıtlık Sonrası Anarşizm kitabında toplanana dek de yeni basımları yaygın olarak dolaşıma girdi. 1965’te Bookchin öncü niteliğinde başka bir makale yazdı; “Özgürlükçü Bir Teknolojiye Doğru” ve pek çok başka provokatif makale ve kitap bunu takip etti. Ne var ki hareket onun giderek büyüyen dogmatizmi ve tüm diğer radikal ekolojilere karşı olan hısımlığından kendini sakınmaya başlayınca ekoloji hareketinin en aydınlatıcı kurucularından biri olarak Bookchin’in ününe de gölge düştü.
Bookchin, “Benim ekoloji ve anarşizm üzerine yazdıklarımın ekoloji konusundaki ilk radikal politik yazılar olduğunu söylemek yerinde olacaktır. Bunlar Yeni Sol arasında son derece popüler hale geldi. İnsanlar radikal ekolojinin kökenlerini hatırlamıyor; bunu Ralph Nader ya da belki Barry Commoner’ın ortaya çıkarıp Yeni Sol’u etkilediğini düşünüyorlar. Bu son derece yanlış; radikal ekolojinin hakiki tarihi henüz yazılmayı bekliyor,” demişti.14
Gerçekliğin Karşısına Fanteziyle Çıkmak
Ne var ki radikal ekolojinin kökenlerine ilişkin gerçekleri yeniden bir araya getirirken fantezinin, özellikle de Yüzüklerin Efendisi’nin etkisini gözden kaçırmamalıyız. Geçenlerde Angie Errigo’nun da belirttiği gibi “Hippie karşı-kültürü üçlemeyi gayrı resmi grup metni olarak benimsedi ve hippie döneminden itibaren kitabın çevre hareketi içerisindeki popülerliği giderek arttı.”15
Üçleme, büyüsünü popüler bilinç üzerinde sergileyerek sosyal ekoloji, derin ekoloji, biyo-bölgeselcilik ve eko-sosyalizmin teorik öncüleri için verimli bir toprak hazırladı. San Fransisco, Yeni Çağ’ın fantezi başkentiydi ve 1984’te Charles Perry’nin de söylediği üzere: “Haight-Ashbury altmışlarda çiçek açan ekoloji hareketine yoğun bir insan gücü sağladı.”16
Yeni radikal ekoloji hareketinde, Tolkien’in doğaya yeniden büyüsünü kazandıran tarzı ve Bookchin’in bilimsel aydınlanma tarzı arasında verimli bir diyalektik sürüp gitti.
Farklı kanılara sahip akademisyenler bugün Tolkien’in belirsiz sosyal felsefesi üzerine hararetle tartışıyorlar; kimileri onu Papalığın Karşı-Reformasyonu’ndan mesul tutuyor, diğerleri Monarşinin Restorasyonu’ndan ve daha başkaları ise Avusturya ekonomi okulundan. Bu muhafazakâr okumalar geçmişte hobbit kıkırdamalarına yol açardı. 1960’lar ortası karşı-kültürü içerisinde Oxford eskicisinin ne şekilde yorumlandığı hiç de şüphe götürür değil ve bu yorumun anahtarı da Tolkien’in tüm canlıların çevreyle kurduğu ilişki hakkındaki derinden duyduğu kaygıdır. Angie Errigo’ya göre “Yeşil bir aktivist prototipi olarak Tolkien fikri, 1960’ların sonlarına ve 1970’lerin başlarına dek gitmektedir.”17
Gerçek Frodo Baggins ayağa kalksın lütfen!
Son derece yalın ve şartsız bir biçimde “Özgürlük her şeyin özgür olmasıdır” diye düşünen Hobbit kasabasının efsanevi buçukluğunun yaygın olarak yanlış tanınan kimliğinin kilit noktası işte bu olmalı.18 1967 Mart’ında, San Francisco Diggers hareketi içerisinde yoksulluk ve sömürüye karşı mücadelesiyle tanınan 23 yaşındaki Eugene (Emmett) Grogan, Warren Hinckle tarafından yeni Frodo olarak tasvir edilmişti: “Amacın saflığı…, hippie topluluğunun vicdanı adına tek kişilik bir haçlı birliği.”19
Grogan otobiyografisinde tepkisini şöyle açıklıyor: “Emmett, Ramparts’ın Mart sayısını görür görmez belayı fark etti. Ve kendisini gerçekdışı, abartılı ifadelerle Haight-Ashbury’nin Frodo Baggins’i ve Diggerların muzip kahramanı ve elebaşı olarak tasvir eden iki sayfayı okuduğunda bunun yol açacağı netameli durumu daha da iyi kavradı.”20
Diggerlar Efsanesi
Böyle haddini aşan bir kamusallık Diggerların çok değer verdiği anonimliği yerle bir etmişti. Kimdi bu Diggerlar? Grup bir araya geldikten kısa süre sonra, Berkeley Barb’da 21 Ocak 1966’da şöyle yazıyordu:
“Öğleden sonra, saat dördü biraz geçince Ashbury boyunca gelip, Oak’ı geçiyor ve parkın dışarı doğru uzanan kısmında bir Okaliptüs ağacı altında toplanıyorlar. Kocaman açılmış gözleri, yırtık pırtık kıyafetleri ve boyunlarında muskaları var. Kimileri onlu yaşlarında, çoğu yirmilerinde ve bir kaçı da kırkın üstünde. Her şey hakkında konuşuyor, her şeye gülümsüyor ve birbirlerine getirdikleri yiyeceklerle ne yapmak isterlerse onu yapıyorlar. Onlar “DIGGER”LAR. Ve her gün saat dörtte gelen herkese yemek veriyorlar.”21
O günden bu yana şehir gerilla tiyatrosu San Francisco Diggerları’nın hikâyesi yeraltında yayıldı, yüzlerce kez anlatıldı ve Grogan’ın öngördüğü gibi folklorik ve devrimci mitleri süsledi. Paris’te 2000 yılında çıkan bir sol gazetede yayınlanan bir dizi nostaljik makalede şöyle deniyordu:
“1966-67’de, San Francisco “hippie”lerinin aksine onlar devrimci, kurum karşıtı protestoculardı. Orada daha fazlasını yapamayacakları zaman doğaya karıştılar, topluluklar kurdular ve radikal ekolojide yeni bir hareket başlattılar.”22
Ne var ki grubun kurucuları daha o zamandan radikal ekolojiyle ilgileniyorlardı ve aralarında S. F. Mim Kumpanyası aktörlerinin arasından çıkıp gelen Peter Berg, Peter Cohon ve Emmett Grogan ile1966 Ağustos başında New York’tan gelip gruba katılan Billy Murcott da vardı. Murcott, grubun adını ilk Diggerlardan ilham alarak koymuş ve Digger Notları’nın ilk baskısını yazmıştı. Murcott’a göre insanlar maddi değerleri ve özel mülkiyet ve sermayenin kutsallığı hakkındaki kültürel önermeleri öylesine içselleştirmişlerdi ki servet ve statüye bağımlı hale gelmişlerdi.
“İlk Diggerlar, Cromwell’in İngilteresi’nde Kuşatma Hareketi’ne karşı dövüşmek için bir araya gelen çiftçilerdi,” diye yazıyor Peter Coyote. “Kral, yeni değirmenlerine pamuk sağlayacak koyunlarını yetiştirmek üzere kamu otlaklarını istimlâk etmişti. İnsanlar, kimsenin kendine özel mülkiyet edinemeyeceği argümanıyla otlakları geri almaya çalıştı ve Kral da onların üzerine Cromwell ve askerlerini gönderdi. Onlara Diggers (Kazıcılar) deniyordu çünkü her sabah gün doğumunda önceki gece çarpışmada ölenleri gömerlerken görünürlerdi.”23
Yeşil Hun
“Ekolojiye karşı verilen savaşlar intihara yöneliktir” sözü pekâlâ Yüzüklerin Efendisi’nin de hükmü olabilirdi ama bu söz Peter Berg’ün Digger manifestosu, 19. yüzyıldan miras alınan endüstriyel ideoloji ve onun kültür-makinesine yönelik bir ithamname olan ve ilk olarak Diggerlar tarafından 1966-67 kışında yayınlanan Trip Without a Ticket’ta geçmekteydi.24
Yeni “yaşam bilimi” şüphesiz pek de geçer akçe değildi. Berg şöyle aktarır: “30 yıl kadar önce San Francisco Diggerları’yla beraberken The Realist dergisinden Paul Krassner, Digger Notları’nı çıkararak sokakla iletişimimizi sağlamak istedi. Bu makalelerden birinde ekoloji sözcüğünü kullandım. Bunu hiç duymamıştı. Krassner zeki, şehirde yaşayan bir New Yorkluydu ve ekoloji sözcüğünün anlamını öğrenmek için sözlüğe bakmaya gidiyordu.”25 Bu sözcüğün, canlıların birbirleri arasında ve çevreleriyle olan ilişkilerinin bütünü ya da bir kısmı ve de bu alanda araştırma yapan bir disiplinin adı olduğunu öğrenecekti.
1972 yılında Berg, Stockholm’deki ilk Birleşmiş Milletler çevre konferansına gözlemci olarak katıldı ve tüm dünyadan Yeşil Parti destekçilerinin kendisiyle aynı kaygıları paylaştığını gördü. Gary Snyder’la konuştu ve biyo-bölgeselcileri bir çatı altında toplayacak Planet Drum’ı kurdu.26
Bir yıl sonra Berg, daha ekolojik eksenli değerlerin gelişmesi için bir araç olarak karşı-kültür hareketleriyle de ilgilenen saygın ekolojist Raymond Dasmann’la tanıştı. İkisi, bir biyo-bölgeyi hem coğrafi hem de bilince dair bir arazi olarak tanımladıkları Kaliforniya’nın Yeniden İskânı’nı yazarak 1977’de The Ecologist’te yayınladılar.27
Yüzüklerin Efendisi’nin titiz okurları Tolkien’in çizdiği haritaları da gözlerinde canlandırırlar ki bu haritaların da Oxford’daki bir meslektaşı olan Sir Arthur George Tansley’in ekoloji kuramında geliştirdiği ekosistem konseptinden etkilenmiş olması olasıdır.28 Angie Errigo’nun dediği gibi, “Bu da Orta Dünya’yı şüphesiz ilk tam manasıyla gerçekleştirilmiş fantezi ekosistemi yapar.”
Ekoloji biliminin evrimiyle bu konseptler de sürekli gözden geçirilirken Tolkien’in altmışlardaki etkisinin canlılar ve çevre ilişkisinde yeni bir bilincin doğuşuna katkıda bulunduğu su götürmez.
Walter Contreras Sheasby
Çeviri: İnan Mayıs Aru
Notlar:
1. Peter Coyote, The Free-Fall Chronicles: Playing For Keeps, Diggers Arşivi
http://www.diggers.org/freefall/forkeeps.html
2. Barry “Plunker” Adams, Where Have All the Flower Children Gone?, Radical Vision, http://www.wildrockies.org/peacetribes/where/where1.htm
3. Humphrey Carpenter, Ed., The Letters of J.R.R. Tolkien, Boston: Houghton-Miflin Co., 2000, syf. 262.
4. The Inklings, http://www.secondspring.co.uk/society/term13.htm
5. Margarita Carretero-Gonzalez, …And then came the Fall: On the nature of Evil in JRR Tolkien’s and JK Rowling’s arch-villains, Roundtable remarks at Fourth Conference on Evil and Human Wickedness, Prague, 2003. www.wickedness.net/ejv1n3/book.pdf
6. Warren Hinckle, The Social History of the Hippies, Ramparts dergisi, Cilt. 6 No. 9, Mart 1967, syf. 25.
7. Peter Coyote, Coyote Howl, The Official Peter Coyote Web Site. http://www.petercoyote.com/howl.html
8. J.D. Salinger, Çavdar Tarlasında Çocuklar, çev. Coşkun Yerli, Mayıs 2000, YKY
9. Jack Kerouac, Yolda, çev. Güzin Özkan-Ferruh Armutçuoğlu, 1993, Kıyı Yayınları
10. Gary Snyder, A Place in Space: Ethics, Aesthetics, and Watersheds, Washington, DC: Counterpoint, 1995, syf. 10.
11. Raymond F. Dasmann, The Destruction of California, New York: Collier Books, 1965.
12. Peter Coyote, Peter Coyote Surviving in the Hollywood Wilderness, Orlando Sentinel röportajı, 5 Şubat 1987. http://www.petercoyote.com/sentinel.html
13. David Vanek, Murray Bookchin’le röportaj, Harbinger, Cilt 2 No. 1, 2002. http://www.social-ecology.org/harbinger/vol2no1/bookchin.html
14. A.g.e.
15. Angie Errigo ve diğerleri, The Rough Guide to the Lord of the Rings, London: The Penguin Group, 2003, syf. 27.
16. Charles Perry, The Haight-Ashbury: A History, New York: A Random House Rolling Stone Book, 1984, p. 280.
17. Angie Errigo, a.g.e., syf. 27.
18. Allen Cohen, Additional Notes on the S.F. Oracle for the Haight-Ashbury in The Sixties CD http://www.rockument.com/webora.html
19. Warren Hinckle, a.g.e., syf. 25.
20. Emmett Grogan, Ringolevio: A Life Played for Keeps, Boston: Little, Brown and Company, 1972, syf. 314. www.diggers.org/ringolevio/ring314.html. Warren Hinckle, a.g.e., syf. 25-6. Ayrıca bkz. Will the real Frodo Baggins please stand up? London OZ 3 (Mart-Nisan 1967).
21. George Metevsky, Delving the Diggers, Berkeley Barb, 21 Ekim 1966, syf. 3 bkz. http://www.diggers.org/diggers/digart2.html#Delving%20the%20Diggers
22. Liberation gazetesi (Paris, Fransa), Kültür sayfası (Pazartesi, 25 Aralık 2000), syf. 20-21.
23. Peter Coyote, The Free Fall Chronicles: Playing for Keeps. http://www.diggers.org/freefall/forkeeps.html
24. Peter Berg, Trip without a Ticket, The Digger Papers (August 1968). İlk Baskı, Diggers, Kış, 1966-67. Yeniden basım, Communication Company SF 2nd Edition 6/28/67. Digger Notları Ağustos 1968’de yer almaktadır. http://www.diggers.org/digpaps68/twatdp.html
25 Peter Berg, Watershed Konuşması. www.nationalwatercenter.org/ on_waterfront_2.htm
26. Edouard Waintrop, The Green Hun of San Francisco, Digger Arşivleri, http://www.diggers.org/waintrop.htm.
27. Don Alexander, Bioregionalism: The Need for a Firmer Theoretical Foundation. http://trumpeter.athabascau.ca/content/v13.3/alexander.html
28. Angie Errigo, a.g.e., syf. 279.