Kakua’nın Tek Notası ve Sessizliğin Sesi
Yumruğunu sıkmak, adi bir tüccar gibi avaz avaz bağırmak,
Evet demek, hayır demek: hepsi batak.
Bırak göstermeyi, anlatmayı. Ses çıkarma.
İşte: duydun mu eve dönen kavalcıyı?
Kakua
Çeviren: İnan Mayıs Aru
Japonya’da Hiei Dağı’nda Tendai Budizm çalışırken 29 yaşında okyanusu aşıp Çin’e giden ve orada Hüi-yuan ustanın yanında Rinzai Zen çalışan Kakua dört yıl sonra Dharma nişanını alıp memleketi Japonya’ya dönmüş. Zen’i Japonya’ya ilk getirenlerden biri olarak bilinen Kakua Dharma öğretisi hakkında bir şey sorulacak olsa bir iki kelime eder hemen dağlara sıvışırmış. Kakua’nın namı imparator Takakura’ya kadar ulaşmış ve imparator Zen öğretisini anlatması için ustayı sarayına çağırtmış. Sarayda imparatorun huzuruna çıkan Kakua öyle sessizce dikilmiş, cübbesinin yeninden minik bir flüt çıkarmış ve tek bir kısa nota üflemiş, sonra kibarca selam vererek salondan çıkmış. Bir daha da izini bulan olmamış.
John Cage de 4’33’’ eserinin ilk “dinletisi” hakkında şöyle der:
İşin özünü anlamadılar. Sessizlik diye bir şey yoktur. Dinlemeyi bilmediklerinden sessizlik diye düşündükleri şey rastlantısal seslerle doluydu. Birinci bölüm boyunca dışarıdaki rüzgârın kımıltılarını duyabilirdiniz. İkincide yağmur taneleri damda pıtırtıya başladı. Üçüncüdeyse insanlar bu kez kendileri konuşur ya da dışarı çıkarken türlü, ilginç sesler çıkarmaya başladı.