İşte Bu Yüzden Dans Ediyoruz Biz – Mohammed El-Kurd
Carmel’e
Anımsadığım ev yeşil, yıpranmış bir kanepe
ve büyükannemdir her şiirde:
halk tepkisinden toplanmış her yasemin,
biber gazından toplanmış her tepki,
yoğurt ve soğanla tedavi edilen biber gazı,
mukavemetle,
şarkı söyleyip tempo tutan kadınlarla
tencere ve tavalarla
Allah’ın belaları ve Hasbinallah’larla.
Onlar tank kullanır, biz taşları biliriz.
2008, Gazze bombardımanı sırasında
televizyon izleme ritüelim
gidip gelirdi yas
ve Mısır oryantal dans müziği arasında.
Nefretle hayranlık arasında dalgalanırdım ben de
Derviş’in yaşama nedenlerini istifleyip saklayarak
bazen inanarak onlara,
bazen yemeğin suyuna ekmek banarak suçlulukla,
bile bile Han Yunus’ta bir çocuğun ekmeksiz
yıkık bir çatı altında kaldığını.
Nereli olduğumu sorarsanız tek kelimeyle cevap veremem.
Hazır olun, oturun, nefesinizi tutun ve vites yükseltin.
Kendi dünyanızdan başka bir dünya duymak
kaçırıyorsa huzurunuzu
iyisi mi için bakalım siz denizi,
kulaklarınızı kesin,
baloncuğunuzu şişirmek için bir baloncuk daha şişirin.
Korku salmak adına bedenlerle dolu bir kasabayı daha uçurun.
İşte bu yüzden dans ediyoruz biz:
Babam şöyle demişti: “Öfke, bizim sahip olamayacağımız bir lüks.”
Sakin, soğukkanlı, dingin ol – sana sorduklarında gül,
konuştuklarında gülümse, onları yanıtla,
eğit onları.
İşte bu yüzden dans ediyoruz biz:
Konuşursam tehlike arz ederim.
Ağzınızı açar
kaşlarınızı çatarsınız.
Parmakla gösterirsiniz.
İşte bu yüzden dans ediyoruz biz:
Ayaklarımız yaralı ama ritim baki,
omzuma yüklenen sıfatlar her ne olursa.
İşte bu yüzden dans ediyoruz biz:
Çünkü çığlık atmak serbest değil.
Şimdi lütfen söyleyin bana:
Öfke -öfke bile- neden lüksmüş
bana?
Mohammad El-Kurd
Çeviren: İnan Mayıs Aru