Dolaysız Uyanış Zihni – Chingde Chongdeng Lu

Niutou (Öküzbaşı) Dağı Zen okulunun kurucusu olarak bilinen Farong daha on dokuz yaşındayken Konfüçyüsçü klasiklerde ve Çin edebiyat tarihinde derin bir bilgiye ulaşmış. Daha sonra Mahaprajnaparamita Sutra’yı okuduğundaysa Buddha’nın boşluk öğretisini kavramış ve dünyevi şeylerden el etek çekerek Niutou Dağı’nın kuzey cephesinde bir mağarada inzivaya çekilmiş.

T’ang Hanedanlığı döneminde Niutou yakınlarından geçen Zen’in 4. Piri Tao-hsing dağın tepesine çiçekler taşıyıp bırakan kuşları gördüğünde burada bir ermiş yaşadığına kanaat getirerek bu durumu araştırmaya karar vermiş. Dağdaki Yu-hsi manastırına çıkarak oradaki keşişlere orada bir yol erbabının yaşayıp yaşamadığını soruşturmuş ve bir keşişten dağın kuzeyinde bir mağarada yaşayan münzevi bir derviş olduğunu öğrenmiş.

Dağın kuzeyine vardığında Tao-hsing meditasyona oturmuş ve kimin geldiğiyle zerrece ilgilenmeyen Farong’la karşılaşınca ona sormuş:
“Ne yapıyorsun burada?”
“Zihnimi gözlemliyorum.”
“Peki gözlemleyen kim? Gözlemlenen Zihin nerede?”
Bu sözleri duyan Farong ayağa kalkmış ve ellerini birleştirerek konuğunu selamlamış.
“Nereden geliyorsunuz?” diye sormuş.
“Tek bir yerde kalmam ben, kâh doğuda kâh batıda dolanırım.”
“Zen ustası Tao-hsing’i duydunuz mu hiç?”
“Neden sordun?”
“Ona saygım büyük, günün birinde kendisini ziyaret etmek isterim.”
“Naçizane, benim adım Tao-hsing.”
“Buraya neden geldiniz?”
“Seni bulmaya. Oturup konuşabileceğimiz bir yerin var mı?”

Farong konuğunu alıp mağarasının yanıbaşındaki bir kulübeye götürmüş. Giderken karşılarına bir kaplan ve bir kurt çıkmış. Yabani hayvanları gören Tao-hsing büyük bir korkuyla elini kolunu sallamış. Bunun üzerine Farong “Görüyorum ki hâlâ bunu aşamamışsın,” demiş. Tao-hsing de “Ne gördün gerçekte?” diye cevap vermiş.

Biraz sonra Tao-hsing Farong’un meditasyon yaptığı kayanın üzerine Buddha karakterini çiziktirmiş. Buddha’nın adını gören Farong ellerini birleştirip huşuyla eğilmiş. Tao-hsing dönüp, “Görüyorum ki hâlâ bunu aşamamışsın,” demiş. 4. Pirin ne demek istediğini kavrayamayan Farong içtenlikle, Pir’den kendisini aydınlatmasını istemiş. Tao-hsing şöyle demiş:

“Buddhacılık öğretisinin merkezinde, sayısız hazinenin kaynağı olan Zihin bulunur. Disiplin, meditasyon ve bilgelikle açığa çıkan tüm doğaüstü yetenekler ve dönüşümler aslında kişinin zihnindedir ve oradan hiç çıkmamıştır. Uyanışa erişmenin önünde yer alan ve neden-sonuç ilişkisini doğuran tutkuların hiçbiri gerçekte var değildir. Tüm nedenler ve tüm sonuçlar rüyadan ibarettir. İnsanın içinden geçtiği Üç Alem de yoktur peşine düşeceği bir uyanış da. İnsanın içsel hakikati ve dışsal görünüşü bin bir şeyle birdir. Yüce Yol şekilsiz ve sınırsızdır. O düşünce ve kaygıdan azadedir. Bu Uyanış öğretisini bir kere kavradın mı sende eksik olan hiçbir şey olmadığını ve Buddha’dan bir farkın olmadığını da anlarsın. Uyanışa ermenin biricik yolu zihnini kendisi olmakta özgür bırakmaktır. Zihnini ne gözlemlemeye ne de arıtmana gerek yok. Ne bir iştahın olsun ne de nefretin, ne bir kaygın olsun ne de korkun. Sınırsız ve tüm şartlardan azade ol. Dilediğin yöne gitmede özgür ol. Ne iyilik yapmaya çalış ne de kötülük. Yürürken, dururken, otururken, yatarken olup biten her şey Aydınlanmış Kişi’nin işlerinden başka bir şey değildir. Bunların hepsi de kaygıdan azade saf neşedir – buna Buddha deriz.”

Farong “Madem Zihin kendi içinde tam ve yeterli o zaman Buddha dediğimiz nedir ve Zihin dediğimiz nedir?” diye sormuş.

Dördüncü Pir, “Zihni yok saymak için kişinin Buddha’yı aramıyor olması gerek; Buddha’yı arayan kişinin de zihni yok saymaması gerek,” diye cevap vermiş.

Farong “Peki madem zihni gözlemlemeyeceğiz, zihinsel oluşumlar açığa çıktığında ne yapmalıyız?” diye sormuş.

Tao-hsing şöyle cevap vermiş: “Zihinsel oluşumların kaynağı ne iyidir ne de kötü, bunların kaynağı bizzat senin zihnin. Zihnin kavramsallaştırmaktan uzak durursa yanılsamalar da kendine zemin bulamaz. Yanılsamalar olmadığında özgür zihnin her şeyin farkında olacaktır. Sadece zihnini olduğu gibi kabul et. Onunla başa çıkmanın yollarını arama. Buna Oluş’un Vücut Bulması denir. Bundan şaşma. Ben bu bir çırpıda dolaysız uyanış öğretisini Üçüncü Pir Seng T’san’dan aldım ve şimdi de sana aktarıyorum. Söylediklerimi unutma. Bu dağda kal. Seni takip eden ve Zen öğretisini aktaracak beş bilge öğrencin olacak.”

Tao-hsing gittikten sonra, olguların ve zihnin birliği ilkesini kavrayan Farong artık mucizelere ihtiyaç duymadığından kuşlar dağa çiçek getirmeyi bırakmışlar.

Chingde Chongdeng Lu (Işığın İntikali’nden)
Çeviren: İnan Mayıs Aru
Ukiyo-e: Katsushika Hokusai